9 Aug 2012

Hayatın oyunlarından biri: Tahterevalli



İnsan şu hayatta neler görmüyor ki; hiç aklına gelmeyen ummadığı şey başına gelebilir, olmam dediği şey olabilir, yapmam dediği şeyi yapabilir. En dipte iken yükseğe çıkabilir, yüksekte iken dibe vurabilir. Her ne kadar, insan ne yaşarsa kendi yaşar kendi bilir olsada, genelde olaylar gelişirken yanında veya karşısında birisi veya birileri olur. Sadece ne yaşadığını kendi bilir o kadar.
Tıpkı tahterevallide sallanmaya benzer hayat. Bu tahterevalli denen hayat oyununu oynayabilmek için başka birinin(birilerinin) de olması gerek. Büyük bir sevinçle binersin üzerine. Eşit ölçülerde olan bir tahta parçasının tam ortadan temel bir dayanak ile yere bağlanması sayesinde tahtanın iki ucuna oturulur, sırasıyla bir aşağı inerek, bir yukarı çıkarak karşılıklı bir oyun içerisine girilir. Bazen karşında ki canını yakar, hızlı ve ani bir hareketle, seni aşağı bırakırken. Bazen de sıkılır, öylece iner gider ama sen daha oynamak ister kalırsın üzerinde. O zaman pek eğlenceli olmaz, canın sıkılır aşağıda öle kalakalırsın. Tabi canını sıkma derecesi, hayatının hangi döneminde olduğuna göre, değişir. Mesela ne kadar küçük isen o kadar canın sıkılır. Büyüdükçe daha az canın yanar, daha az üzülürsün.
Artık ‘tahterevallide’ yalnız durmak hoşuna bile gitmeye başlar. Düşünmek için, olayları tartmak için bir fırsattır bu. Aslında yerde durmak, ayakları sağlam bir şekilde yere basan bir insan olmak, anlamına gelir. Acılarla olgunlaşır insan. Hataları ders olur, yürüdüğü yolun önünü aydınlatan ışık olurlar.
Tahterevalli senin oyuncağındır, yanına alacağın insan doğru insan değilse, bırak diğer ucu yalnız kalsın. Dengesiz olmaktansa, sallanmadan sabit duran bir tahterevalli daha iyidir. Yanlış insanlarla canın yanacaksa yalnız kalmayı seç. Bundan korkma, bu oyuncak senindir, ancak senin gibi birini hak eder diğer ucuna.

No comments:

Post a Comment

Back to Top