28 Feb 2013

Yusufçukların hikayesi



Birçok kız gibi bende takılarda yusufçukları çok severim. Ama benim sevgim çok eskilere dayanır, çocukluğumdan gelen bir sempati bu. O zamanlar görünüşleri hoşuma giderdi, uçuşları harika, öyle ki bazen üzülürdüm yakalayıp elime alıp sevemiyorum diye. Var oluşlarını araştırınca yaşam tarzları ve özellikleri de hoşuma gitti. Öyle ki, bazı özelliklerini kendimle bağdaştırdım, onlardan çok ilham aldığım şeyler var. Bilmeyenler için bu minik varlıkların hayatını anlatmak isterim.

Yusufçukların büyük birleşik gözleri, güçlü saydam kanatları, göz alıcı renkleri ve uzunca vücutları vardır. Vücutları kuvvetli yapıda ve asla düz değildir. Yusufçuk böceklerinin dişileri çiftleştikten sonra erkek yusufçuk böceğinin kafası ile beslenirler. Bu yüzden tüm erkek yusufçuk böcekleri sadece 1 defa çiftleşebilirler. (Asla ihanet etme gibi bir girişimde bulunmadan bu dunyadan giderler.) Bir yusufçuk böceğinin yumurtadan ölümüne yaşam süresi 6 ay ile 7 yıl arasında değişebilir. Göller ve durgun sularda sıkça bulunurlar, çünkü larvaları suda doğarlar. Sivrisinek gibi daha küçük böceklerle beslenirler, bu sayede popülasyonlarını dengede tutarlar, ki bu da çok beğendiğim özelliklerinden biri; zararlı insanları hayatımızdan çıkartmak kadar anlamlı benim için. İnsanları normal şartlarda ısırmaz ya da sokmazlar fakat karınlarndan tutulduğu takdirde kurtulmak için ısırmayı denerler, tıpkı insanın damarına basmadıkça kızmadığı gibi.

Yusufçuklar harika ucucudurlar. Bu muhteşem böcek uçuşı hangi hızda ve hangi yönde olursa olsun, aniden durup ters yönde uçmaya başlayabilir veya havada sabit durup avına saldırmak için uygun bir pozisyon da bekleyebilir. Bu durumda iken olduğu yerde kıvrak bir dönüş yaparak avına yönelebilir ve saatte 40 km ye ulaşabilir. Bu hızla avına çarpar. Çarpmanın şoku çok şiddetlidir. Ama yusufçuğun zırhı hem çok sağlam hem de çok esnektir. Zırhın esnek yapısı çarpmadan doğan enerjiyi emerek böceği rahatlatır. Ama aynı şeyi avı için söylemek mümkün değildir. Yusufçuğun avı, çarpmanın yarattığı şok ile ya tamamen sersemler ya da ölür. Çarpışma sonrasında ise yusufçuğun en etkili silahları olan arka bacakları devreye girer. Uçuş sırasında arkaya doğru kıvrık olan bacaklar, hızla öne açılarak sersemlemiş olan avı havada yakalar. Artık sıra çelikten farksız olan alt çeneye gelmiştir. Av kısa sürede parçalanarak yenir. Bunu da akıllı insanların doğru zamanda doğru girişimlerde bulundukları anlara benzetirim.

Yusufçuğun görme yeteneği de kusursuzdur. Yusufçuk gözü, dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul edilir. Her birinde 30.000 kadar ayrı mercek bulunan bir çift göze sahiptir. İki yarım küreye benzeyen ve başının yarısı kadar yer kaplayan gözler, böceğe çok geniş bir görüş sahası sağlar. Yusufçuk gözleri sayesinde neredeyse arkasında olup bitenleri bile gözleyebilir. Görüldüğü gibi yusufçuk her biri tek tek mükemmel yapıya sahip bir sistemler bütünüdür. Bu sistemlerin herhangi birindeki küçük bir eksiklik, diğer sistemlerin işe yaramamasına yol açacaktır. Ama sistemlerin hepsi kusursuzca yaratılmıştır ve bu sayede canlı yaşamını sürdürür.

Üniversite yıllarımda bir yaz akşamı içeriye, daha gelişimin son aşamasını tamamlamamış, yusufçuk girdi, bu yüzden kanatları saydamdı renk pingmenti daha devreye girmemişti. Duvara kondu uzun süre kaldı orda. Onu fotoğrafa çektim, hatta birtanesinde ikimizide çekmeyi ihmal etmedim. Eğer arşivimde bulabilirsem o fotoğrafları paylaşırım burda. Öyle işte, artık daha bir gururla yusufçuk şekli olan takılarımızı taşıyabiliriz..

No comments:

Post a Comment

Back to Top